Sayfalar

benden etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
benden etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Haziran 2011 Pazartesi

this morning should be different

Today is the day. I am flying to Istanbul through London. My usual route. Yes it is the cheapest one thats why I always use same way :) Before I left my country, I had no idea that  I miss there that much.  Actually, basis of this craving is not about country, but family, friends, places, streets, memories even any kind of people.  I guess, places are the most memorable for me. When I close my eyes, first I remember a place, objects, faces then I remember conversations. Maybe it is just about me because my visual memory is the dominant one idk. Places make Istanbul so adorable for me. just wish me a fun and safe trip :)))

23 Haziran 2011 Perşembe

uc nokta

siz bilir misiniz benim kim oldugumu? ben belki hic birseyim sana gore belki de cok seyim. ama ben bana gore neyim onemli olan o mudur? onun da iddiasini yapmiycam. ama ben bana gore iyiyimdir hic fena degilimdir hem de. hele bi dost olarak, hele bi is arkadasi olarak, hele bi yol arkadasi olarak. haa burdaki yol arkadasi harbi yol arkadasi iyiyimdir yani otobus, tren, ucak allah ne verdiyse yasli, genc bikmadan usanmadan muhabbet eder, sikintidan patlasam da karsimdakini cok dikkatle dinlerim ve o dinlediklerimi hayatim boyunca unutmam. siz bi de benim arkadasligimi dusunun.
iyi dostumdur iyi arkadasimdir. dinlerim hic sikilmadan usanmadan kendi derdimi birakir senin derdine care ararim. yok yok meslek hastaligi degil bu, ben hep boyleydim. oyle fedakarliklar yaparimki kendi ailemi kirarim kendi kendimi kirarim. ama yine de karsimdaki mutlu olsun derim. ayni babam gibi. ne boktan bisey bu genetik, her bi boku tasiyo rna,dna allah ne verdiysee.
yok ama yok artik bitti o gunler. sanmayin birisi kirdi beni o yuzden . ondan da degil oyle boktanki uzakta olmak kendini unutacak kadar fedakarlik yapacak bi allahin kulu yok. olacak mi ? olmayacak bundan da eminim. cunku benim inandigim dostluklar illa bi okulu birlikte okudugun dostluktur.o da ne demek . ya liseyi, ya ortaokulu ya da universiteyi birlikte okuyacaksin. cunku o zamanlar senin en gercek oldugun zamanlar, aptalca is-guc-evlilik sikintilarina girmedigin, o kaliplarin icine girmedigin sadece kendin olmaya calistigin, kendini aradigin zamanlardir.
ben artik dost aramiyorum, insan yalnizliga alisamam diyor hep bundan sikayet ediyor ama onu oyle cok seviyorki aslinda yalniz olmak en guzeli, en gercegi. aslinda yalnizlik iste senin tanimin neyse iste yalnizlik o. benim yalnizligim noka nokta nokta yani uc nokta...

10 Haziran 2009 Çarşamba

amma depirmisim


ahahaa sahane bi kelime buldum depirmek .yani depresif depresif ortalarda dolasmak. geride kaldi o gunler demek istiyorum bugunden itibaren. sabah kalkip guzelce kahvaltimi yaptim, sacimi duzlestirdim, makyaj yaptim ve pijamalarimi uzerimden cikarttimm!!! bu bile bi adimdir depirmekten cikmak icin. iste artik boyleyim cicekler, bocekler (!!!) dunya guzellll lala la lalaaa tralallaaaa

21 Mayıs 2009 Perşembe

hayatin(in) ozeti

hic nereye gidecegini bilmeyerek yasamak. prensip sahibi insanlarin kaldiramadigi bisey olsa gerek. bazi insanlar vardir kendini sonuna kadar garantiye alir. simdiden onundeki 5 senenin gelir gider tablosu cikartilmistir. boyle insanlar kendi tablolarinin islevselliginin kaybolmamasi icin -hayali bi kar-zarar durumudur bu- diger insanlarin hayatini hice sayarlar. bu genelde guvensizlik-guvensizlik durmuudur aslinda. guvensiz oldugu kendisi ile guvensiz oldugu cevrenin catismasidir. kendine guvenmeyen insanlar zaten cevresinden surekli bi zarar gelecekmis gibi tetikte yasarlar. bu insanlara mutlu olmak yasaktir bi o kadar da cevresindekilere. aslinda iste boyle bi insanla hayatini devam ettirmek en basinda yazdigim gibi otekinin nereye gidecegini bilmeden yasamasina sebep olur. o insanda bi zafer kazanmis gibi hayatina devAm eder. aslinda bu bi zafer degil hezimettir. cunku boyle risk almadan yasamak ancak bi surunmenin tablosudur. bu yasamak degildir. hayat risk almaktir .risk aldiginda ancak mutlu olursun .tipki hic gitmedigin bi eglence parkinda hic almadigin bi riskle en korkunc roller costera binmektir hayati yasamak. en korkunc anindi ama nasil da anlattin her onune gelene yasadiklarini. iste risksiz bi hayatin anlatilacak, paylasilacak bi yonu de yoktur. o yuzden de yalniz kalirsin hayatta.cunku paylasilcak bi anin yoktur. paylaski cevrende birileri olsun. paylaski GERCEK bi hayatin olsun...

14 Mayıs 2009 Perşembe

tepemi attirmayin!


bu aralar pek bi afiyetteyim solemesi ayip . her gun kalkip cayimi demleyip' aksam ustu 5 cayimi bile iciyorum. bir hamaratlik sormayin gitsin, haftanin basindan beri yaptigim yemeklerin haddi hesabi yok. sonunda istedigim gibi ellerimle secebildigim turden sebzelerin bulundugu minik bi sebze-meyve tezgahi buldum. hemen hasret kaldigim patlican,kabaklara saldirip kizartmasini, turlusunu herseyini yaptim. dun de bi kiymali pogaca yaptimki 20 dakikami aldi. ohhh ne guzel bu hayat, bugun hatta abartip buradaki ascilik okullarina baktim. gozum donmedi degil. soyle bi pasta sefi olsak kotu mu? basliycam meslek askinaa, egitime. bu aralar zaten tepem atmis durumda. yaa ben asci olmak istiyorum veya ne biliim gidip bi yerlerde sarki soylemek evet evet sarkici olmak istiyorum.veya butun gunumu gitar hero oynayarak gecirmek istiyorum. cok mu garip . yani hayatin digerlerinin gittigi gibi gitmiyorsa anormal mi oluyosun? o zaman birakin isteyen istedigi hayati yasasin, diretmeyin biseyleri insanlara veya gozune gozune sokmayin. basari evet ben bunu sonuna kadar yasiyorum cunku mutlu olmayi basardim ve hayatimin en mutlu zamanlarini yasiyorum. daha otesi var mi ulenn

simdi konu nerden buraya sardi. cunku bunaldim gelecek nedir, ne olacak dusuncesinden. ya ben bugun ne yapmak istiyorsam onu yapiyorum o kadar. sormayin bana napicaksin , ee biseylere baslamadin mi ile baslayan kokusmus sorularinizi. sana neee benim hayatimdan. onemli olan benim gulumsemem degil mi? evet iste gulumsuyorum hem de kocaman . bunu yapamayan sahsiyetler, sahsiyetsiz yasantilarini gozden gecirip sadece kendisi istedigi icin o ani yasasin.

evet ben bugun karar verdim . evde her gun pasta, borek yapicam ve bununla cok mutluyum sizin olmadiginiz kadar.

biraktigim sahalarda istediginiz ati kosturun
ve bu ergen tribim ne zamana kadar devam eder bilmiyorum, tepemi attirmayin

1 Mayıs 2009 Cuma

arabesk


bazen acayip arabesk olabiliyorum evet bunu utanmadan, cekinmeden soyluyorum! cunku farkettimki herkesin icinde bi yerlerde acayip arabesk bi damar var. ben sahsen eger moralim bozulmaya musait bir andaysam, hele de radyoda damar sarki caliyosa, once gozlerim dolar sonra bi bakmisim salya sumuk agliyorum. ( eger zaten arabesk calan bi radyo kanalindaysa radyonun gostergesi vay halime) tamam illa arabesk radyo istasyonu olmasin, hangimiz batsin bu dunya bi rock barda caldiginda ayyy cok arabesk icerikli ben almiim demisizdir. aksine bagira cagiraa ^ben ne yaptım kader sana mahkum ettin beni bana her nefeste, bin sitem var sikayetim YARADANAAAAA diye soylemisizdir. elele verip depresyon kardesligimizi dile getirmisizdir.bu nedir simdi acilarin cocugu durumumu yoksa hepimizin gun olup icimizdeki saldirgan icerigi disari vurmasi mi? bunu tartisacak degilim ama ben severim bu modu. iyi gelir, rahatlatir, hazmi kolaylastirir.


26 Nisan 2009 Pazar

bebelere balooooooon


kafam attiği zaman bazen cocuklugumu dusunurum. cunku o zaman hemen sakinlesebilirsiniz. tabii cocuklugunuz kucuk emrah veya kemalettin tugcu hikaye kahramanlariyla bi ortaklik teskil etmiyorsa. simdi de oyle bi andayim hemen gozumu kapattim ve aklima bilegimize annemizin iki kere dugum attigi harbiden 'ucan' ucan balonlar geldi. bu balonlarin simdi esi benzeri dunya uzerinde yok. genelde renkleri pembe, mor tonlarinda olup sanki uzerine karadut sosu dokulmus dondurma goruntusu vardi. patladiginda da o sos kismi buzusup garip bi hal alirdi. yaa bu balonlari gorunce benim agzimin suyu akardi sanki dev bir dondurma alip beni ucuracak gibi gelirdi bana. ama simdi bu balonlarin yerini ucmayan, genelde disney karakterlerinin oldugu, tipasini acip pos biyikli baloncu amcalarin tukurukleriyle sisen ve sistiklerinde tipi bir cocugu korkutacak duzeyde korkunc karakterlere donusen tweety, scooby doo gibi abuk balonlar var. sen de sisme kadinin cocuk versiyonu, ben diyiim yuzmeyi bilmeyen 40 yasindaki amcalarin taktigi can simidi.

bir de aklima gelen bi sey varki bunu gizli gizli yapmayan yoktur herhalde. o telefon evde kimse yokken veya derin uykudayken alinir ve 166 cevrilirdi . bizim telefon kirmizi ve ahizeli oldugu icin ben bu plani gunduz evde kimse yokken yapardim cunku o rakamlari cevirmek bayaa bi gurultu cikarirdi. o masallar kendimizden gecilerek dinlenir ve adile nasitin babaannemiz olmasi icin dua edilirdi. benim gozumun onune hep soyle bi goruntu gelirdi. adile teyze bi odada oturmus elinde mikrofon masal anlatiyo . biraz saftim anlayacaginiz. simdi bu hat var mi bilmiyorum ama varsa bence mutlaka her cocuk bunu yasamali.

burda oyle 80ler de cocuk olmak geyigi yapmicam. o maillerden ööö gelmisti bi araa. ama bu ayrintilara hic rastlamadim uzun zamandir.hatirlamak cok kiyak olduuu:)

21 Şubat 2008 Perşembe

sıklamen



Hiç kendinizden daha iyi baktığınız bir çiçeğiniz oldu mu? suyunu düzenli verip, canınız sıkıldıgında yapraklarına dokundugunuz. benim ilk kez bu sene oldu. yeni işe başlamamla birlikte bir çiçeğin böyle bir yerde ne kadar yaşayabileceğini görmek amacıyla aldıgım, 3-4 tane tomurcugu olan bir sıklamenim oldu. En başta umutsuzdum, bir çiçek ne kadar yaşayabilir ki dedim bu kahrolası yerde. ama öyle olmadı. şu an 14 tane çiçeği olan morlu-pembeli şahane bir çiçek oldu kendisi. Şahaneydi. Öğleden sonra güneşin odamın içine dolmasıyla daha da bi güzel gözüküyordu. di'li geçmiş zaman kullanıyorum çünkü geçen gün gelen canavar bir velet yüzünden telef oldu kendisi. gözümün içine baka baka onu camdan aşağı atması gözümün dönmesine, içimin çekilmesine neden olduu!

Niye bu kadar sinirlenmiştim ki, alt tarafı bir çiçekti .çocugun da kurdugu cümle buydu zaten 'aman alt tarafı bir çiçek altın mı vardı içinde' dedi bana yaaa'!!!! Alıp bir sarsasım kendine gel bee cocuk o benim için çok degerliydi demek geldi içimden. Çünkü uzun zamandır hiç birşeye, hiç kimseye bu kadar emek vermemiştim.

4 Ocak 2008 Cuma

datça

hatırladığım kadarıyla...
Tanrı sevdiği kulunun uzun ömürlü olmasını isterse Datça Yarımadasına bırakır...(yeşil teneke-torpido)

can yücel


Can Yücel, 1926'da İstanbul'da doğdu.Hasan Ali Yücel’in oğludur.
Ankara ve Cambridge üniversitelerinde Latince ve Yunanca okudu. Çeşitli elçiliklerde çevirmenlik, Londra’da BBC’nin Türkçe bölümünde spikerlik yaptı.
Askerliğini Kore’de yaptı. 1958’de Türkiye’ye döndükten sonra bir süre Bodrum’da turist rehberi olarak çalıştı. Ardından bağımsız çevirmen ve şair olarak yaşamını İstanbul’da sürdürdü. 1956 yılında Güler Yücel ile evlendi. Bu evlilikten iki kızı (Güzel ve Su) ve bir oğlu (Hasan) oldu.
Son yıllarında Datça’ya yerleşti ve her hafta Leman, her ay Öküz dergilerinde yazıları ve şiirleri yayımlandı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel`e hakaretten yargılanan Yücel, 18 Nisan seçimlerinde ÖDP`nin İzmir 1. sıra milletvekili adayı oldu. 12 Ağustos 1999 gecesi ölen şair, çok sevdiği günebakan çiçekleriyle (ay çiçekleri)uğurlanarak Datça'ya gömüldü. http://tr.wikipedia.org/
Başka türlü birşey benim istediğim,
Ne ağaca benzer ne de buluta benzer;
Burası gibi değil gideceğim memleket,
Denizi ayrı deniz, havası ayrı hava;
Nerde gördüklerim, nerde o beklediğim kız
Rengi başka, tadı başka
Şırıngayla çekip alsınlar seni, tüm vücudumdan ruhumdan,Kırıntın bile kalmasın beynimdeKi ben yine ben olayım...( Aslı- yardımcı olmuyor)

kayıp

hayatında kayıplar yaşamak, herşey yolunda gitsede her zaman acı çekmeyi mi miras bırakmıştır insana? kayıp yaşayanlarla yaşamayanlar arasındaki fark budur işte; yaşamayanlar zaman zaman üzülür acı çeker, dertlerine çare bulunca ohh be diyerek bi iç çeker ve hayatına mutlu devam eder taki yeni bir acı karşılarına çıkana kadar ve bu kısır döngü böyle devam eder.
Hayatta kayıpları olanlar ise üzülecek, acı çekecek somut birşeyleri olmasa bile hep kötü birşey olacakmış gibi tetikte olurlar ve bu savunma hali içinde kendilerini tekrar tekrar acının içine sürüklerler sanki hep bu acıyı yaşamak zorundaymış gibi kendilerine o anları hatırlatırlar... ilk günkü kadar derin olan acıyı hiç unutmamak isterler. sanki unuturlarsa geçmişini unutacaklar ve anıları hafızasından sonusuza kadar silinecek. işte bunun olmaması için başka bir kısır döngü meydana gelir.bu aslında bir kısır döngü değil, sadece bir döngüdür. çünkü acı hep vardır ve olmadan kendin olmayacağını zannedersin. bu döngü seni içine alıp başını döndürür.Gerçeği bir an unutuverirsin ve bu acının peşinde koşarsın. Bu sana bi fayda getirmez bunu bilirsin ama sen koşarsın ve hep kendinden birşeyler verirsin. Sonunda tepe taklak bi şekilde o döngüden düşüverirsin ve fark edersinki gerçek büsbütün karşında ve elinde kalan tek gerçek şey: yine acı...

11 Eylül 2007 Salı

en sevdiğim mevsimdi sarı sonbahar artık değil


bir tek sen değil meğer kimse yokmuş... seni kaybedince anladım bunu... ne acı...demekki kaybettiğin dostlarının veya hiç kazanamadığın dostlarının olmayan varlıklarını böyle zamanlarda farkediyorsun. varsın olsun kimse olmasın. sen, ben, o olsun yeter .biz bize yeteriz...yeterdik aslında...özledim çok

20 Ağustos 2007 Pazartesi

Monday




Pazartesi günleri gerçekten benim için kabus gibi.Evden çıkmamak için o kadar çok oyalanıyorum ki her pzt. mutlaka geç kalıyorum.Haftasonu öyle bi kafadan atıyorumki işi hafta başlarken işe gittiğimde burası neresi,ne iş yapıcam şimdi ben diyecek kadar yabancılaşıyorum.Bugün de her pzt. gibiydi; sıkıcı, baş ağrılı ve makyajsız...